Yarım asıra yakın bir süredir sektöründe önemli atılımlarla hep ileriyi hedefleyen Samlı Solar Enerji Yenilenebilir enerji sektörünün öncü firmalarından biri olmaya devam ediyor.
-Kendinizden bahseder misiniz?
1985 Gaziantep doğumluyum. Endüstri mühendisiyim. Evliyim ve 3 çocuğum var. İş hayatına yaklaşık 6 sene Gaziantep’te özel sektörde çalışarak başladım. Daha sonra 2013 yılında kardeşim ve babamla birlikte aile şirketi olarak Samlı Solar Enerji firmasını kurduk.
-İş hayatınızın ilk yıllarından bahseder misiniz?
Sektörün çok yeni, iş imkanlarının fazla gibi göründüğü fakat güven ortamının ve teknik yeterliliğin olmadığı bir dönemde anahtar teslim santral kurulumu yapmaya karar verdik. Başvuru izinleri yayınlanan her yatırımcı ile görüştüğümüzde “nereleri yaptınız?” “bitirdiğiniz santral var mı?” gibi doğal referans sorularla karşılaştık. Baktık ki bu şekilde ilerlemeyecek, biz önce yatırımcı olalım ve kendi santralimizin kurulumunu yapalım dedik ve ciddi bir çaba sarf ederek Gaziantep’in Seymenli mahallesinde 1,33 Mwp’lik santrali yapmak üzere anlaşma imzaladık. Burada hem bize ait, hem de 2 adet yatırımcımız ait santral kurulumu geçekleştirdik ve referans soran herkese kendi yatırımımızla cevap vermiş olduk. Müteahhit kökenli olduğumuz içinde santralin altyapısını direkt olarak biz üstlendik ve kurulumun tamamlanmasını sağladık. Yine aynı dönemde havaalanı yolunda bir bağ evinin çatısına şebekeye bağlı 25 kw evsel bir sistem kurduk. Bu iki proje bizim için yeri ayrı olan bizzat emek verdiğimiz işlerimiz oldu.
-Yenilenebilir enerji sektörü ile ilk tanışmanız nasıl oldu?
Benim tanışmam esasında 2005 yılına dayanıyor. Üniversitede öğrenci iken Türkiye’de ilk kez düzenlenen güneş enerjisi fuarına katıldık. Ben Ankara’dan babam da Gaziantep’ten gelerek fuarı dolaştık ve günün sonunda neredeyse 2. el bir panel üretim hattı alımı yapıyorduk. Tabi yönetmelik ve mevzuat olmadığı için böyle bir girişimde bulunmadık. Bizim bu işe esas yakınlığımız da babamdan geliyor. Cemil Samlı 1979-1988 arasında Gaziantep’e su ısıtmada kullandığımız güneş enerjisi sistemini ilk getiren mühendis olarak bilinir. Taa o zamandan güneş enerjisine yakınlığımız, ilgimiz ve emek vermişliğimiz var. Ondan dolayı 2005 yılında fuara katılarak nelerin var olduğunu çözmeye çalışmıştık ve öğrenci olarak benim aklımın bir ucunda sürekli bu iş kolu yer tuttu. Haber, gelişme, mevzuat vs neye denk geldiysem de araştırıp kendimi geliştirilmeye çalıştım.
-Bugün geçmişe doğru bakacak olursak Samlı Solar Enerji neler yaptı?
Biz firma olarak bugün 100MW’dan fazla GES sahasını projelendirdik ve faaliyeti geçirdik. Yıllar içinde daha sakin bir politika izleyerek, çok açılmadan yönetebileceğimiz kadar projenin sorumluğunu alıp yola devam etmeye çalıştık. Bu yöntemde de kendimizi haklı çıkaran birçok noktayı tecrübe ettik. Şu anda anahtar teslim kurulumuna devam ettiğimiz 6 mw arazi, 12 Mw lık çatı projemiz devam ediyor. 2024 yılında da inşallah 50 mw’a yakın proje alıp devam ettirmeyi hedefliyoruz. Bugüne kadar Lidersan Sağlık ve Gıda, Rad Tekstil, KaraFiber Tekstil, Özmen Un, Has Sentetik, Murat Plastik, Tat Makarna, Göral Kuruyemiş, Başaran halı ve daha birçok müşterimizin enerjisini güneşten almasında emek verdik.
-Gaziantep Sanayisi ile Türkiye’nin en önde gelen şehirlerinden biri, enerji fiyatlarının artış gösterdiği günümüzde çatı üzeri fes uygulamalarının sanayici, yatırımcı firmalarımıza ne gibi faydaları vardır?
Bir kere her şeyden önce bu konu sektör içi rekabete ve özellikle yabancı yatırımcıya karşı çevre korumacı bir firma görüntüsü çizmeye evrilmiş durumda. Bugün sanayi ortalamasına baktığımızda bir yatırımcı yıllık enerji ihtiyacının %25-40 ini güneş enerjisinden sağlayabilir durumda. Aynı sektörde faaliyet gösteren bir firmanın rakibi eğer bu yatırımı kendisinden önce yaptıysa, 4 sene sonra sattığı üründe en az %10 daha pahalı kalma riski ile karşı karşıya kalacak. İşin bir de yeşil mutabakat tarafı var. Biz son 15-20 yılda dünya üzerindeki gelişmelere ok hızlı adapte olur hale geldik. Her ne kadar şu an 5 sektör ile sınırlı olsa da AB’nin karbon sıfır hedefi yolunda gıda, plastik, tekstil ve dokuma alanında dev oyunculara sahip şehrimizin sanayicisi atacağı yenilenebilir enerji hamleleri sayesinde sınırda karbon vergisi ödemeyecek, ya da çok daha uygun vergilendirmelerle ürünlerini daha rekabetçi şekilde pazarlama imkânı sunacak.
-Peki finans kuruluşları bu süreçte hangi noktada?
Finans sektörü açısından baktığımızda bilgi ve birikim olarak çok iyi seviyedeyiz. Artık herhangi bir bankanın herhangi bir şubesi GES kredilendirmesi ile ilgili çok hızlı yol alabilir seviyeye geldi. Kredilendirmede GES projelerine ciddi anlamda pozitif ayrımcılık tanınıyor. Yıllar önce evrak üzerine evrak, imza üzerine imza istenirken aylarca bekleniyordu. Artık süreçler çok daha hızlı hale geldi. Geçtiğimiz haftalarda ülkeler arası anlaşmalar yapılırken Türkiye Cumhuriyeti’ne yenilenebilir enerji yatırımlarında kullanılması yönünde kapsamında ciddi bir kaynak girişi oldu. Mevzuat ve başvuru kısmının eskisinden çok daha hızlı yürümesi, paranın serbest bırakılıdğı dönemde yatırımcılarımızın işlerini çok daha kolaylaştırıyor.
-Mevcut güneş enerjisi mevzuatı hangi projelerin yapılmasına imkân veriyor?
11.08.2022 yılında revize edilen yeni yönetmelik kapsamında çok önemli değişiklikler oldu. Birincisi EPDK tüketim zorunluluğu getirerek tanımlama yaptı. İkincisi kendine ait başka bir bölgede arazi üzerine veya çatı üzerine yapacağın kurulumlarla ilgili 5.1.h maddesi kapsamında tüketim gücünün 2 katı kadar yatırım yapma hakkı getirildi. Tarımsal sulama aboneleri için de yine şebekeye bağlı bir şekilde başvuru imkanı ve tüketim sözleşme gücünün 2 katı kadar GES kurma imkanı geldi. Bence hepsinden önemlisi, mesken kurulumları 25 kw sınırına çekildi ve tüketim tanımlama konusu meskenler dahil edilmedi. Yani bugün çatısına GES kuran bir ev sahibi, ihtiyaç fazlası ne kadar enerjisi üretimi varsa şebekeye verip gelir elde edebilir, ya da diğer mesken aboneliklerini de bu kapsamda mahsuba dahil edebilir.
Tabi bu gelişmeler içinde sanayiye ve enerji açığının kapanmasına yönelik en büyük hamle 5.1.h kapsamında araziye kurulum yolunun yıllar sonra yeniden açılması. Bugün 5.000 kw tüketim sözleşme gücüne sahip bir fabrika 10.000 kw GES başvuru yapıp, yaklaşık 12.000Kwp kurulum arazi kurulumu yapabilir durumda. Burada tek dikkat edilmesi gereken şey, 12 Mwp lik sahanın üreteceği toplam enerjinin, yatırımcının geçen sene fabrikasında yaptığı tüketim miktarının maksimum 2 katı kadar olacak şekilde bir proje tasarımı yapılmış olması. Eğer daha fazlası üretilirse işte o kısım şebekeye YEKDEM kapsamında bedelsiz olarak verilmiş oluyor. Bu konuların hepsinin yatırımcılarımda uzun uzun proje öncesinde konuşup tartışıyor ve doğru modeli sumaya çalışıyoruz. Bazen öyle oluyor ki, müşteri tüketim sözleşme gücünün 2 katı fazla GES kurma ihtiyacı olmadığını fark ediyor, kendisini karşılığını alamayacağı ölü yatırımı yapmaktan kurtarmış oluyoruz. Bunlar da hep sektör tecrübesi ve doğru bilgi birikim ile olan durumlar.
-Deprem sonrası bölgemizde müstakil ev artışları ön plana çıktı, müstakil ev üzeri sistemler ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Belki de yapmaktan en çok keyif aldığımız işlerin başında evsel GES’ler geliyor. Evlerimiz hayatın devam ettiğini bize en iyi hissettiren alan olduğu için o ortamın enerjisinin karşılanması bize mutluktuk veriyor. Müstakil ev kurulumları, eğer iskanları var ise vatandaşımızın bir dakika bir düşünmeden yapması gereken bir yatırım. Kendimize yetebilmeyi bize önce pandemi öğretti. Ardından büyük deprem felaketi enerjinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha gösterdi. Şebekeye bağlı isteğe bağlı olarak sistem kurulduktan sonra batarya desteği de sağlanarak elektriğin olmadığı dönemlerde de direkt güneş enerjisini kullandırma imkânımız var. Önümüzde bir de elektrik araç dönüşümü var. Mevcut elektrik şebekelerinin gelecek olan elektrik araç şarj taleplerini karşılama şansı sıfır. Bu Almanya için de böyle, İsveç için de böyle Türkiye için de böyle. Bu nedenle şebekenin güneş ile beslendiği, özellikle araçlarımızı şarj edeceğimiz evlerimizin çatısına yapılacak olan kurulumlar gerçekten çok değerli.
-Yatırımcıların proje uygulamasında firma seçiminde kriterleri ne olmalıdır?
Doğru bilgi çok kıymetli. Yatırımcılarla yaptığımız görüşmeler sonrasında” bize daha önce kimse bu kadar detaylı anlatmamıştı” tepkisini alıyor olmak inanın kazandığınız paradan daha kıymetli. Bizim işimiz şu an öyle bir noktada ki, aynı anda ekonomist, coğrafya hocası, mühendis, hesap uzmanı ve yatırımcı olup, işi o akılla izah edip anlatmanız gerekiyor. Örneğin biz yatırım teşvik işlemlerini de kendi bünyemizde çözüyoruz. İşimizin de en önemli parçası haline geldi. Orada bile “YMM’ye sormak lazım” demeden en doğru bilgiyi yaşadığımız tecrübelerle anlatmaya çalışıyoruz. Artık işimizin kalitesini, malzeme marka ve modelini anlatmaya çalıştığımız günleri aştık sayılır. Yatırımcılarımız direk olarak bizleri malzeme ve markalara yönlendirir hale geldiler. O kısımda yanlış ürün varsa müdahale ediyoruz. Ama işin mutfağında bürokrasi ve mevzuat bilgisi var. Onu da işin sahibi olarak sizden iyi kimse bilmemeli.
-Son olarak dergimiz aracılığıyla paylaşmak istediğiniz bir konu var mı?
Enerji çok kıymetli, güneş çok cömert ve çok ucuz. Yatırım sonrası bakım masrafı en az olan enerji kaynağı. İşimiz için, maliyet azaltmak için, yer geldiğinde para kazanmak için ve en önemlisi yarınları griden yeşile çevirmek talep edilen her proje adına var gücümüzle bu işe emek vermeye devam edeceğiz.