Her ortamda gözlerimizin aradığı bir lezzet, tat. Asya Türkçesinde Tataglag (tatlı), tataglanmak (tatlılanmak), tatıg (yemek yemek, yiyecek), tatığlıg (tatlı) gibi sözcüklerle karşımıza çıkmaktadır. Ancak sözcüğün Asya Türkçesinde yabancı, İranlı, Uygur, müslüman olmayan vs anlamları da vardır. (1)
Mutfağımızda çok önemli bir yere sahip olan tatlılarımızın adları ve içerikleri tarihsel süreç içerisinde değişime uğramakta ve pek çoğu değişen damak zevkine ve modaya yenik düşmektedir. Yine de sevindiricidir ki pek çok geleneksel tatlımız sofralarımızda hala mevcuttur ve yiyeceklerimiz ile geçmiş uygarlıklar arasında bağlar kurabiliriz. Örneğin bir komşu ziyaretinde sunulan sütlü bir tatlı olan haytalta bizi Hititlerde krallara sunulan Halantaye bulamacına götürebilir. (2) Orta Asya’da atalarımızın kat kat açtıkları yufkalardan hazırlanan yüzlerce tatlı Gaziantep’te baklava ile zirveye çıkar. Fatih Sultan Mehmet’in yemek mönüsünde yer alan mem’muniye helvası (Gaziantep söylemi ile memey helvası) bizi imparatorluklarımızın ilk dönemlerine ve Abbasi Halifelerinin saraylarına konuk edebilir.
Gaziantep Mutfağında derlenen yüzlerce tatlı arasında çaresizliğinizi ilk adımda sadece tatlıları sınıflandırarak bir ölçüde gidebilirsiniz. Ben de tam bunu yapmaya çalışıyor Gaziantep Mutfağındaki tatlıları bazı başlıklar altında sunmaya çalışıyorum. Elbette hepsini açıklamaya kalkmak bu yazının sınırlarını aşacaktır. Bu nedenle kurabiye, ezme, şeker, şekerleme ve lokumları başka bir yazıda ele alacağım.
- Buğday unu (veya diğer unlar ile) hazırlanan hamurdan yufka açılarak tereyağı veya cevizle/fıstık yapılıp şekerle tatlandırılanlar
Gaziantep mutfağında en yaygın tatlı grubunu oluşturan bu tatlılardır. Büyük bir kısmı profesyonel tatlıcılar tarafından hazırlanır. Baklava, şöbiyet, bülbül yuvası, dürüm(sarma), dolangel gibi tatlılar bu grupta yer alan önemli tatlılarımızdır. Geçen zaman diliminde fıstıklı, cevizli ve kaymaklı çeşitleri hazırlanmakta iken son yıllarda soğuk baklava, midye gibi farklı ürünlere de rastlanmaktadır. Bir diğer yaygın hamurlu tatlımız kadayıf ve künefedir. Gziantep’te kadayıfın fıstıklı, cevizli, kaymaklı, peynirli, ağızlı (doğum yapan hayvanın ilk sütü) çeşitlerinin yanı sıra hazırlanma şeklinden dolayı - çiğ kadayıfın uzun şeritleri bozulmadan arasına fıstık içi konulduktan sonra burularak halat şekli verilen ve tepsiye yuvarlak olarak yerleştirilen “burma kadayıftan da mutlaka söz edilmelidir. Ayrıca kadayıfların atası kabul edilen yörede taş kadayıf denilen tatlı diğer kadayıflardan biraz farklıdır. Gaziantep’in meşhur bir kahvaltılığı olan katmer de bu grupta ele alınabilir.
- Un, su yağ ve yumurta ile hazırlanarak yağda veya fırında kızartılıp şerbet/şeker dökülen tatlılar
Müşebbek (halka tatlısı), lokma tatlısı, tulumba tatlısı, demir tatlısı, limon tatlısı, pişi, Şam tatlısı, revani, yoğurt tatlısı gibi tatlılar bu gruba girer. Müşebbek adını Arapça sebeke sözcüğünden alır en yaygın tatlılardandır. Tatlıların arasında sadece demir tatlısı hemen hemen unutulmuş durumdadır. Diğerlerini-limon tatl her zaman temin etmek mümkündür.
- Yumurta, un, (İrmik) şeker ile yapılan tatlılar
Helvalar: Özellikle kış aylarının vazgeçilmez tatlısı helvalar onlarca çeşidiyle kahvaltıların, iftar sofralarının, vazgeçilmez tatlarıdır. Gaziantep’te yapılan helvalar iki grupta incelenebilir. Birinci grupta un veya irmik kullanılarak evde yapılan helvalar; irmik helvası, irmikli peynir helvası, un helvası, peynirli un helvası, tene helvası (Nişe helvası), mem’uniye helvası, hac helvası yer alır. İkinci grupta ana malzemesi çiğ helva olan ve genelde profesyonel tatlıcılar tarafından yapılan helvalar sayılabilir. Cevizli helva (kozlu helva), küncülü helva, leblebili helva, tel helva, cevizli unlu helva, fıstıklı unlu helva, keten tohumlu helva ve tahin helvası gibi. Helvalar grubunda değerlendirilebilecek bir diğer helva günümüzde unutulmuş olan hac helvasıdır. Yaklaşık 1950’li yıllara kadar önce Hacca gidenler için azık olarak hazırlanan “Hac Helvası”dır. Bu özel helva; kavrulmuş un ve pekmezle hazırlanmakta imiş ve hazırlandıktan sonra tahta kutulara basılarak uzun süre hac yolcularının en önemli azığı durumundadır.
- Tahıl ve kurubaklagiller kullanılarak yapılan tatlılar (Aşure, hedik, muni çorbası, zerde)
Yörede “aşir” denilen “Aşure”, “Munu Şorası” ya da “Şirinni Çorba” denilen “Muni Çorbası”, ile “zerde” bu gruba giren önemli tatlılarımızdandır. Aşure sadece Muharrem ayında değil her zaman yapılır. Muni Çorbası önemli bir loğusa yemeğidir. Bayramların vazgeçilmez tatlısı zerde, gülsuyu veya çiçek suyu ile tatlandırılarak bazen sade yenir, bazen sütlaç ile birlikte aynı kapta sunulur. Ayrı bir renk, zenginlik ve tat verir sofralarımıza. Hedik tatlı gibi görülmese de çocuğun ilk dişi çıktığında mutlaka hazırlanan bir ritüel tatlıdır.
- Sütlü Tatlılar
Sütlü tatlılara sütlaç, astarlı sütlaç, çiğdem (Crocus (Iridaceae) sütlacı (çiğdemli sütlaç), muhallebi, haytalya ve dondurma gibi tatlılar örnek verilebilir. Gaziantep’te sütlaç genelde şekersiz yapılır ve üzerine zerde konarak servis edilir. Buna “astarlı” denir. Türk Mutfağında değişik yörelerimizde “Bici Bici”, “Haytalı” “Fazıla” gibi adlarla anılan haytalya yaz aylarının serinletici, güzel tatlılarındandır. Unutulan tatlarımızdan biri olan çiğdem sütlacının yapılışı çok kolaydır. Çiğdemin baş kısımları soyulup, havanda dövüldükten sonra süt ile pişirilir, çiğdemler yumuşayınca şeker eklenir.
- Meyvelerin (Kuru veya yaş meyve-Meyve suyu) ve Sebzelerin kullanıldığı tatlılar
Gaziantep Mutfağında meyvelerin ve sebzelerin tatlılarda doğrudan kullanımı reçel ve marmelatlar dışında yok denecek kadar azdır. Reçellerin hemen hemen tüm çeşitleri Gaziantep’te de hazırlanır. Tüm yurdumuzda bir zamanlar murabba olarak sunulan tatlıların arasında reçelleri de sayabiliriz. Ayva, vişne, kayısı,çilek, şeftali, incir ve gül reçeli gibi. Yörede yetişen özel bir kabak cinsi olan Haylan kabağı (cucurbita spp) ile yapılan haylan kabağı reçeli yöreye özgü bir reçel çeşididir. Eskiden sadece tatlı olarak tüketilen, kabağın uzun şeritler haline getirilmesi için özel rendelerin yaptırıldığı, şeker yerine bal kullanılmasının tavsiye edildiği bu güzel tatlı bugün anılarda hoş bir tat olarak kalmıştır. Gaziantep Mutfağında komposto ve hoşaflar diğer yörelerimizdeki gibi çok yaygın değildir. Daha çok hastalar, yaşlılar, lohusa ve çocuklara yönelik hazırlanan, bazen de yemeklere eşlik eden bu geleneksel tatlılarımız Gaziantep Tatlıları içerisinde az da olsa yerini hala korumaktadır.
Meyve suyu yanı “şıra” kullanılarak yapılan tatlılara gelince en önemlisi şüphesiz “paluze” dir. Farsça “Palude” sözcüğünden dilimize geçmiş olan, Ülkemizde “Paluze”, “Palude” “Pelte” olarak bilinen bu tatlı meyve suyu ile nişastanın güzel, ilginç birlikteliğidir. Mevsiminde taze meyvenin suları ile yapılabildiği gibi, meyve şuruplarıyla da hazırlanabilmektedir. Gaziantep’te arzu edildiğinde sütlacın üzerine dökülerek yenir.
Üzüm suyundan yapılan tatlılar yani yöre deyimiyle “Şireler” Gaziantep Mutfak Kültürü içerisinde önemli bir yer tutar. Şire tatlılarına sucuk, bastık, muska, dilme, tarhana, Besni Sucuğu, Besni Bastığı örnek verilebilir. Şirelerin uzun kış gecelerinin en büyük ikramı olduğu, genç kızlara sadece bu tatlı için “şire sandıkları” yaptırıldığı, tatlının ondan fazla çeşidinin olduğu, bazılarının yaş ve kurutularak tüketildiği ve şirelerin pek çok tatlının (sucuk, bastık kavurması vs) yapımında kullanıldığı ve Gaziantep’in meşhur bir kahvaltılığı olan “Tarhana Eritmesi”nin bir şire çeşidi olan tarhanadan yapıldığı düşünüldüğünde, şirelerin Gaziantep tatlıları arasında ne kadar önemli bir yer tuttuğu anlaşılabilir.
Yörede önemli bir tatlı çeşidi de pekmezdir. Üzüm,dut, erik, armut, hatta andız ve keçi boynuzundan elde edilen pekmezlerden yörede yaygın olan üzüm suyundan elde edilen pekmezlerdir. Gün pekmezi, tah pekmezi, balbaşılı (Libanotica Labil Composit) pekmez gibi çeşitleri sayılabilir. Taze üzüm suyundan elde edilen pekmeze “Bulama”, kuru üzümden elde edilen pekmeze “Telbis” adı verilir. Balbaşılı pekmez üzüm suyunun yörede Balbaşı ( Libanotica Labil Composit)” olarak adlandırılan bitkinin dallarının arasından süzülmesi elde edilir. Şire ve pekmezlerin yapımı sonbahar aylarında yapılan önemli mevsimlik hazırlıkları arasındadır. Her ne kadar elli yıl öncesindeki yoğunluk ve tören havası olmasa da, Gaziantep tatlıları içerisinde şireler önemi hala korumaktadır.
Türk Mutfağının belirgin bir özelliği Gaziantep Mutfağında da karşımıza çıkar. Önemli bir kahvaltılık olan pekmez ya sade ya da tahinle karıştırılarak tüketilir. Kahvaltıda sütün içerisine ekmek doğranarak oluşturulan Gaziantep’in meşhur kahvaltılığı “Dorgambaç” pekmez katılarak hazırlanır. Pekmez aynı zamanda Gaziantep’te bir çok tatlı için vazgeçilmez öğedir. Örneğin Aşure, Muni Çorbası, Nişe Helvası, Küncülü Akid, Fakı Beyni, Karsambaç gibi tatlılarda pekmez kullanılır. Gaziantep’in geleneksel aşuresi pekmez kullanılarak yapılmaktadır. Kış aylarında yöre deyimiyle “dişli kar” ve pekmezle yapılan Karsambaç, tam yağlı yoğurtla pekmezin güzel bir birlikteliği olan Fakıbeyni gibi geleneksel tatlarımız Gaziantep Mutfağında hala varlığını sürdürmektedir. Loğusaların ilk yiyeceği olan Kuymak,
Pekmezli olarak da hazırlandığında bu grup içinde değerlendirilebilir.
Mutfak Kültüründe tatlıların çok özel bir yeri vardır. Günlük sofralardan davet sofralarına, bayram yemeklerinden düğün yemeklerine, sahrelerden (kır gezintisi) hamam eğlencelerine, kahvaltılıklardan iftarlıklara kadar her zaman, her yerde, her sofrada tatlılar mutlaka vardır. İyi ki vardır bu güzel tatlarımız, tatlılarımız. Hem sofralarımızı süslerler, hem damaklarımızı şenlendirir hem de geçmişle aramızla güzel, tatlı bir bağ oluştururlar. Sembollerle bizlere farklı mesajlar verirler.
- Eyüpoğlu, İ.Z. Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, Sosyal Yayınları, 2002, s. 647
- Ünal, A. Anadolu’nun en eski Yemekleri Hititler ve Çağdaşı Toplumlarda Mutfak Kültürü, Homer Kitabevi, İstanbul, 2017, s. 151
Not: Gaziantep Üniversitesi Vakfı tarafından yayınlanan Gaziantep Yemekleri (1993), Gaziantep Tatlıları (1995) ve Gaziantep ve Kilis Mutfak Kültürü (2002) adlı kitaplarımdan yararlanılmıştır.