Kentin başarılı hekimlerine yer verdiğimiz dergimizde, bu sayımız için Kulak Burun Boğaz (KBB) Hekimi Dr. Koray Tümüklü ile bir söyleşi yaptık.
Sağlık alanında her gün teknolojik gelişmeler ve yenilikler devam ediyor. Kentin başarılı hekimlerine yer verdiğimiz dergimizde, bu sayımız için Kulak Burun Boğaz (KBB) Hekimi Dr. Koray Tümüklü ile bir söyleşi yaptık. Tümüklü, önceliklerinin kaliteli bir sağlık hizmeti sunmak olduğunu ve hastaların beklentisi olan güçlü bir hasta hekim ilişkisiyle tedavilerini sürdürmek olduğunu vurguladı
-Tıp kariyerinize nasıl başladınız ve KBB uzmanlığını seçmenizin özel bir nedeni var mı?
Merhaba. Ben KBB hekimi Koray Tümüklü. Mesleğimde 15.yılımı doldurdum. Asistanlık eğitimimi tamamladıktan sonra 2 yıl devlet hastanesinde mecburi hizmette bulundum.6 yıl özel hastane hekimi olarak çalıştıktan sonra muayenehane açmaya karar verdim ve 1 aydan beri özel kliniğimde hastalarımı kabul ediyorum.
Üniversite sınavında yüksek puan almam sonrasında tıp fakültesini yazmaya karar verdim. Sonrasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım.6 yıllık zorlu bir eğitim sonrası doktor olmaya hak kazandım.1 yıl pratisyen hekimlik yaptıktan sonra Kulak Burun Boğaz ihtisasını kazandım.5 yıl asistanlık eğitiminden sonra KBB uzmanı olmaya hak kazandım.
Üniversite yıllarımda cerrah olmaya karar verdim ve tüm planımı bunun üzerinde yaptım. Cerrahi branşlar içinde KBB’ye daha fazla ilgi duymama sebep olan şey branşın birbirinden farklı, çok geniş bir çalışma alanını barındırıyor olmasıydı.
Yani kulak anatomisi, hastalıkları, cerrahisinin kendine özel bir sahası varken; burunun, boğazın ve baş boyun bölgesinin tamamen birbirinden farklı oluşumları ve tedavi farklılıkları var. KBB seçmemdeki önemli faktörlerden biride üniversitedeki rahmetli bir KBB hocamdı. Hocamın tavrı, hastalara ve öğrencilere yaklaşımı, KBB branşına hakimiyeti beni çok etkilemişti.
-Hastane ortamında çalışmanın en büyük avantajları ve dezavantajları nelerdi?
Hastanede çalışmanın en büyük avantajı tüm branşların birlikte olması; hastaların tahlil tetkik ve ameliyatlarının daha kompakt tek bir bina içinde yapabilmesi. En büyük dezavantajı ise hastalara yeterli zaman ayıramamak ve buna bağlı muayene kalitesinin azalması olarak söyleyebilirim.
-Kendi muayenehanenizi açma kararı almanızda etkili olan faktörler nelerdi?
Muayenehane açmamdaki en önemli faktör öncelikle hastalarıma daha kaliteli sağlık hizmeti sunabilmek. Hastalarında bizden beklediği gibi güçlü bir hasta hekim ilişkisiyle tedavilerini sürdürebilmek. Muayenehane açmamdaki bir diğer faktör de eşime ve çocuklarıma daha fazla zaman ayırabilmek.
-Kendi muayenehanenizi açarken karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?
Muayenehanemi açarken karşılaştığım en büyük zorluk tadilat süreci ve muayenehane açma yönetmeliğindeki bürokratik süreçti.
-Özel muayenehanede çalışmanın hastanede çalışmaktan farkları nelerdir?
Muayenehaneden çalışmanın özel hastanede çalışmaktan en büyük farkı çalışma şeklimi, çalışma sürelerimi kendim belirleyebilmem. Hastaların konforunu artırabilmek adına gerekli eksikleri kendim görüp ekibimle birlikte bunu bir an önce düzeltebilmem. Sağlık sektöründe kaliteli hizmet verebilmek için sadece doktorun değil tüm yapının kusursuz işlemesi gerekir. Özel hastaneler daha fazla personel çalıştıran daha hacimli kurumlar olduğu için bu sistemde defolar daha fazla olabiliyor, bu da kaliteyi düşürüyor. Muayenehane ise her şey kontrol edilebilir ve çok hızlı çözüm üretilebilir yapıda olduğu için hizmet kalitesi daha üst seviye de oluyor.
-KBB alanında en sık karşılaştığınız rahatsızlıklar nelerdir ve bu rahatsızlıklar için hangi tedavi yöntemlerini kullanıyorsunuz?
En sık karşılaştığımız vakalar burun vakaları. Toplumumuzda maalesef burun ve kıkırdak eğriliği çok fazla. Ayrıca baş dönmesi(vertigo), denge problemleri, çınlama yaşayan hastalarda sıklıkla kliniğimize başvurmaktadır. Çocukluk çağında ise otitler, geniz eti ve bademcik problemleri sık karşılaştığımız durumlar. Kliniğimizde burun eğriliği, burun eti, nazal polipler, kulak zarı delikleri, kulak iltihapları, doğuştan işitme kayıpları, sonradan olan işitme kayıpları, geniz eti ve bademcik hastalıkları, kulakta sıvı birikimi, boyun kitleleriyle ilgili hastalıkların hem medikal hem de cerrahi tedavisini yapabilmekteyiz.
Ayrıca vertigo hastalığının tanı ve tedavisini yapabileceğimiz, hastalığa yönelik özel aletlerin bulunduğu Gaziantep ve çevresinin tek ve en büyük denge merkezini kuruyoruz.
-Türkiye'deki sağlık sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz? İyileştirilmesi gereken alanlar nelerdir?
Türkiye’de sağlık sistemi maalesef gün geçtikçe kötüleşmekte. Özellikle artan nüfus ve göçler nedeniyle doktor başına düşen hasta sayısı çok fazla. Bu da özellikle devlet hastaneleri ve üniversite hastanelerinde sağlıkta hizmet kalitesini düşürmekte, sağlıkta şiddet olaylarının önünü açmakta. Bu nedenle meslektaşlarımız mesleki tatmin açısından ya özel hastaneciliğe ya da muayenehaneciliğe yönelmekte. Yeni mezun meslektaşlarımızın çoğu da çeşitli nedenlerle yurtdışında kariyerini devam ettirme çabası içinde.
-Tıp öğrencilerine ve genç doktorlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Ben bir buçuk yılı anabilim dalı başkanlığı olmak üzere 4 yıl bir vakıf üniversitesi Tıp Fakültesinde hocalık yaptığım dönemden beri öğrencilerime ve genç meslektaşlarıma sürekli kariyer planlarını çok erken çizmeleri ve kariyerlerini bunun üzerine inşa etmelerini söyledim. Çünkü tıp çok dinamik ve zorlu bir süreç. Süreçler çok hızlı değişebiliyor.
Birde özellikle kendilerine zaman ayırmalarını, insan olmanın en önemli unsuru olan sosyal yaşantılarını ihmal etmemelerini öneriyorum. Mesleğimizi seviyoruz, yoruluyoruz ama dışarıda akıp geçen güzel zamanların olduğunu bilerek planlarımızı yapmamız gerekli.
-Gelecekte muayenehanenizle ilgili ne gibi planlarınız var?
Gelecekte muayenehanemde daha kapsamlı, dış faktörlere çok bağımlı olmayan daha konforlu ve en önemlisi tüm hastalar açısından ulaşılabilir bir sistem kurmayı hedefliyorum.