Vergi yükündeki artış, zaman zaman mükellefleri, vergi kanunlarındaki boşluklardan yararlanarak vergi yükünün dışında kalmayı özendirebilmeketedir. Yüksek vergi oranlarının uygulanması, işletmelere vergi uzmanlarından da istifade ederek vergiden kaçınmayı ve vergi kanunlarındaki boşluklardan yararlanmayı adeta zorunlu kılmaktadır. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, yapılan bu işlem hukuka uygundur ve vergi mevzuatı açısından herhangi bir yaptırımı söz konusu değildir. Nitekim, vergi mevzuatının boşluk ve açıklarından yararlanarak daha az vergi ödemek “vergiden kaçınma” olarak tanımlanmakta ve yasal düzen içinde bir hareket olarak kabul edilmektedir.
Hukuk düzenine ve vergi mevzuatına aykırılık arz eden husus ise “ vergiden kaçınma” değil, “vergi kaçırma” veya “vergi kaçakçılığı” dır. Vergi Kanunları ve ilgili mevzuat, vergi kaçırmayı çeşitli yaptırmalara bağlamış ve cezalandırmaya ilişkin çok sayıda düzenlemeye yer vermiştir.
Prensip olarak, “ekonomik suça, ekonomik ceza ilkesi” doğrultusunda vergi mevzuatına aykırı fiiller; usulsüzlük, özel usulsüzlük ve vergi ziyaı cezası ile cezalandırmaktadır. Yani genel kaide, vergi kaçırma fiillerine “hürriyeti bağlayıcı ceza”, diğer bir değişle “hapis cezası” önerilmemekte, biraz önce zikredilen para cezaları kesilmektedir.
Ancak, öyle durumlar var ki; vergi kaçırma eylemleri “hapis cezası” yani , “hürriyeti bağlayıcı ceza” ile cezalandırılmaktadır. Hapis cezası öngörülen vergi kaçırma fiilleri, Vergi Usul Kanunun 359. maddesinde aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
--Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar,
--Gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar,
--Defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler,
--Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler,
--Defter kayıt ve belgeleri gizleyenler(incelemeye ibraz etmeyenler),
--Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,
7)Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar,
8) Sahte belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,
9) Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar .
Makalemizin konusu, vergi kanunlarındaki hürriyeti bağlayıcı cezaları bir bütün olarak irdelemek değil; işletmelerde bilinçsiz olarak yapılan, “çifte kayıt”, “çifte defter” olayı ve bunun ticari işletmeler açısından oluşturacağı ağır yaptırımlardır. “Çifte kayıt” fiilinin teknik ve hukuki adı ise Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde zikredildiği üzere; “Defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydetme” olarak tanımlanmıştır.
Olaya teknik ve hukuki olarak bir girizgah yaptıktan sonra, her kesin anlayacağı yalın bir dil ile bu “çifte kayıt” olayını ve sakıncalarını izah etmeye çalışalım. Bilindiği üzere, işletmelerin pek çoğunda şu veya bu şekilde kayıt dışı iş ve işlemler olabilmektedir. Bu işlemler, vergi kaybına sebebiyet vermekte ve devletin incelemeye yetkili birimleri durumun farkına varırsa elbette ki vergisel bir takım cezalar da kesmektedir. Ancak, bizim anlatmak istediğimiz konu bu değil.
Üzerinde durduğumuz ve bu makalemizde irdelemek istediğimiz konu; işletme yönetici, çalışan ve sahiplerinin tuttuğu gayri resmi alış-satış kayıtları. Genelde, işletme sahipleri ve yönetim kadrosu; muhasebe kayıtlarının teknik dilinden ve muhasebe kayıtlarından pek anlamadıkları için, kendi anlayacakları dilden, alış ve satışları, çek ve senetlerini, alacak ve borçlarını bir el defterinde veya bir bilgisayar programında veyahut bir not kağıdında takip etmektedirler. Bu durum, gayet doğal ve vergi kanunlarına da herhangi bir aykırılığı bulunmamaktadır.
Vergi kanunlarının suç saydığı ve hapis cezası öngördüğü durum ise; işletme patron ve yöneticilerinin resmi muhasebelerinde göstermedikleri, “el defteri”, “bilgisayar programları ” veya “not kağıtları” şeklindeki satışlarını ve alacaklarını takip ettikleri kayıtladır. Bunun anlamı, bu işletmede nitelikli ve profesyonel bir şekilde vergi kaçırılmaktadır.
Ama ne yazık ki; bir çok işletmede bu durumlara rastlanmasına rağmen, ağır cezai yaptırımlar konusunda bir farkındalık oluşmamıştır. El defterleri, bilgisayar kayıtları, hatta gayri resmi profesyonel muhasebe sistemleri şeklinde ortaya çıkabilen “çifte kayıt” olayının tespit edilmesi halinde, fiili işleyen yönetici ve ya işletme sahibi, on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası ile yargılanmakta, vergi ziyaı cezası üç kat olarak kesilmekte ve mükellefe kesilen cezalar için uzlaşma hakkı verilmemektedir. Görüldüğü üzere, “çifte kayıt” fiili, hayli ağır yaptırımlarla cezalandırılmaktadır.
Peki çifte kayıt eylemleri, vergi müfettişlerince nasıl tespit edilmektedir? Kamudaki mesleki yöneticiliğimiz boyunca edindiğimiz izlenim ışığında bu tarz filler; genelde içeriden bir muhbirin yaptığı ihbar üzerine, yapılan “aramalı incelemede” el defterlerinin ve bilgisayar kayıtlarının ele geçirilmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Maliyenin birimlerine yazılı ihbar dilekçesi ile veya BİMER’e elektronik olarak gönderilen ihbar mesajı üzerine, ihbarın ciddi ve somut bulması halinde, bir vergi müfettişi görevlendirilir ve vergi incelemesi başlatılır. İhbar dilekçesinde, el defteri, bilgisayar kayıtları veya kurulan ikinci bir muhasebe sistemi yolu ile vergi kaçırıldığı yönünde yeterli bilgiler yer alırsa, vergi müfettişi, sulh hakiminden arama kararı alarak mükellefin iş yerinde, evinde veya arabasında arama yapmakta ve ihbar dilekçesinde belirtilen el defteri ve bilgisayar hard disklerine el koymaktadır.Aramalı inceleme neticesinde el konulan defter, kayıt ve belgelerden fark vergi bulunması halinde ise yukarıda bahsettiğimiz, 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası, kaçırılan verginin 3 katı kadar hapis cezası önerilmekte ve mükellefe uzlaşma hakkı verilmemektedir.
Kayıt dışı satış ve kayıt dışı alacakların takip edildiği bu bilgisayar, muhasebe sistemi ve el defterlerinin tespit edilip ele geçirilmesi halinde ortaya çıkacak ağır sonuçlar, bir çok işletmeyi kaldırmayacakları vergisel yüklerin altına sokmakta ve işletme sahiplerini hapis cezası ile karşı karıya bırakabilmektedir. Makalemizde piyasada sıkça rastlanan “ÇİFTE KAYIT” a ilişkin farkındalık yaratmak ve ağır cezai yaptırımlar konusunda bilgilendirme yapmaya çalıştık.
Faydalı olması dileğiyle…